TÜRK DÜNYASINDA ATASÖZLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI ÜZERİNE BİR DENEME Hasan ÜLKER Bilindiği
gibi atasözleri, bir konu hakkında birçok cümle ile ifade edilecek
duygu ve düşünceleri birkaç kelime ile ortaya koyan özel ifadelerdir.
Asırların süzgecinden süzülüp gelen ve günümüzde en güzel şeklini alan
bu sözler bazen kitaplar dolusu açıklamaların yerini alıverir. Bu
davranış biçimi bütün toplumlarda kendilerine has bir tarzda ortaya
çıkar ve millet diyebileceğimiz toplumlarda zamanın da etkisiyle
bazıları kaybolur, bazıları da değişikliklere uğrar.Bazıları ise hiç
değişmeden yüzyıllar boyu yeni nesillere aktarılmak suretiyle yaşar Bu
atasözlerinde o topluma ait pek çok ipucu vardır. Dikkatli bir inceleme
ile atasözleri sayesinde o toplum ile ilgili pek çok bilgiye ulaşmamız
mümkündür. Genel bir ifade ile "bir milletin yaşama biçimi,hayat tarzı” nı bulabiliriz. Karaçay
Türkleri atasözlerindeki ifadelerin Türkiye Türklerindeki benzerliğini
incelediğimizde her iki Türk boyunda da "bir milletin yaşama
biçimi,hayat tarzı” nı bulduk. Sayın Prof. Dr. Saim Sakaoğlu’nun
yönlendirmesi ile diğer Türk boylarındaki ifade biçimlerine göz
attığımızda pek çok atasözünün aynı biçimde kullanıldığını gördük. Sakaoğlu, Anadolu’daki atasözlerini A- Bütünüyle benzer olanlar B- Bazı yönleriyle benzer olanlar C- Bütünüyle farklı olanlar olmak üzere üç grupta değerlendirmektedir1.
Biz de aynı dağılımı Türk dünyasında gözledik. Bu da tabii bir
durumdur. Geniş bir coğrafyaya dağılan Türk milletini oluşturan
boyların atasözleri arasında dikkati çeken farkların bir çoğunun hayat
şartları, bölge, zaman, ayrı iklim ve başka milletlerle olan
münasebetten doğduğu muhakkaktır2. Ama bu ayırıcı faktörlere
rağmen gördük ki, ta Adriyatik’den Çin Seddi’ne kadar olan geniş bir
coğrafyada aynı kelimelerle, aynı manâlarla aynı atasözleri
söylenmektedir. Sınırlı
imkanlarla ulaşabildiğimiz kaynaklardaki Türk atasözlerini diğer Türk
boylarındaki şekliyle karşılaştırmaya çalıştık ve yine gördük ki
Türklük dünyasının damarlarında tertemiz bir kan dolaşmaktadır. Aynı
olaylar karşısında aynı duygu ve düşünceler ifade edilmektedir. Türk
Milleti’nin Kuzey Kafkasya’daki küçük bir topluluğu olan Nogay
Türklerindeki hayat tarzı ile en kalabalık nüfusa sahip olan
Türkiye’deki hayat tarzı arasında çok büyük bir fark bulunmamaktadır.
Küçük farklar ise; bir Karslı ile bir Kütahyalı arasındaki fark
kadardır. Atalarımız,
ana yurtlarından ayrılıp yer yüzünün değişik bölgelerine dağılırken,
kültür ürünlerini de beraberlerinde taşımışlardır. Böylece, aynı kökten
beslenen bir ağacın bütün dallarında aynı meyvenin yetişmesi gibi, yeni
vatanlarında hep benzer duyguları dile getirmişlerdir. Bir ağacın bir
veya birkaç dalının kabul edebileceği diğer bazı benzer meyvelerin
aşılanması gerçeğinde olduğu gibi, atalarımız da yadırgamıyacakları
kültürlerden tesirler almış, ancak onları milli benliklerinin içinde
eritmesini bilmişlerdir. Aynı kültürün küçük farklılıklarla karşımıza
çıkmasını tabii karşılıyoruz. Büyük bir meyve ağacı düşünün. Daha çiçek
açarken bile bütün dallarda tam bir birlik göremeyiz. Çiçekler hızla
gelişerek meyveye dönüşür, toplanıp yenecek hale gelir. Bu meyveleri
büyüklükleri, tatları, renkleri hasılı birçok özellikleri küçük
farklılıklar gösterir. Ama hiç kimse o meyvelerin aynı ağaca ait
olmadığını söyleyemez. Yukarıda
göstermeye çalıştığımız gibi, kültür ağacımızın meyvelerinin de
kökünden uzaklaştıkça bazı değişikliklere uğraması normaldir. Elbette
bizim kadar geniş bir coğrafyaya yayılan bir soyun kültürü bu tür
değişmelere uğrayacaktır. Ancak, başka ülkelerin topraklarında yaşasa
bile onlar, aynı kökten geldiklerini unutmamışlar, o ağacın tadını,
kokusunu, rengini aynı güneşin ısıttığı dünyamızda başka bir topraktan
beslenerek yaşatmaya devam etmişlerdir. Nasıl ki bitkiler, yetiştikleri
coğrafi bölgelere göre kendilerine has bir yayılma sahasına sahiplerse,
kültürler de ilk çıktıkları yerden başlayarak yeni yeni sahalara sahip
olmuşlardır. Bizim kültürümüzde yayıldığı her yere aslında pek az bir
kayıpla ulaşmış ve özünü daima korumuştur. İşte
bu kültür akışı, bizim milli beraberliğimizin en büyük teminatıdır.
Bugün aynı atasözünü söyleyebiliyorsak, çocuklarımız aynı tekerlemeyi
söyleyebiliyorsa, türküler, ninniler, ağıtlar hep aynı kalıplara
dökülebiliyorsa aynı ağacın dalları olduğumuz içindir. Atalarımızın
bize bıraktığı kültür ürünlerinden atasözleri dünyasına girip bir
bakalım. Biz rastladığımız eserlerdeki benzer atasözlerimizi bir araya
getirdik ve Türk Dünyası haritasını okuyucunun gözü önüne serdik. Bu
denemenin bir ekip çalışması ile daha da geliştirilerek Türk
dünyasındaki birlik ve beraberliğin dosta düşmana ilan edilmesi en
büyük temennimizdir. yazınin tamamini oku link
|