sayfa: (4) Sovyet
dönemi Karaçay-Malkar edebiyâtının 1917-1943 yılları arasında eser veren şair ve
yazarların başında, Bolşevik ihtilâli ve Sovyet rejimi öncesinde daha çok dinî
manzumeleriyle tanınan Kâzım Möçü [1859-1945] gelmektedir. Kâzım Möçü,
Çarlık Rusyasının Kafkasya’daki idarecileri ile Malkar beylerinin baskısı altında
zor şartlarda yaşayan fakir halkın çilesinin ancak bu yeni düzenle birlikte sona
ereceğini umut ettiğinden Bolşevik ihtilâlinin samimî ve faal bir destekçisi olmuş,
bütün halkı da bu hareketi desteklemeye çağırmıştır. Hatta, Holam-Bızıngı
bölgesinde Kızıl Partizan Komitesinin kurulmasında aktif görev almış, Bolşevik
saflarında Menşeviklere karşı savaşması için büyük oğlu Muhammet’in Kızıl
Partizan Komitesinin milis güçlerine katılmasına bizzat önayak olmuştur [Meçiyev,
1939:7; Sozayev, 1986:22].
Kâzım
Möçü [1859-1945]
Kâzım
Möçü, Bolşevik ihtilâliyle birlikte, beyleri ve toplum düzenini sert şekilde
eleştiren, Bolşevizmi öven, bütün halkı ihtilâli desteklemeye çağıran coşkulu
şiirler yazmaya başlamıştır [Sozayev, 1986:22; Aqbolatlanı, 1989:11]. Şiirlerinde,
halkın Menşeviklere kanmamasını ve herkesin Lenin’in partisinin çatısı altında
toplanmasını söylemektedir [Sozayev, 1986:23]. Meselâ “Bolşevikni Colu Tüzdü”
[Bolşeviğin Yolu Doğrudur] adlı şiirinde Bolşevik hareketinin doğruluğunu ve
haklılığını anlatmakta, halkı bu harekete davet etmektedir [Meçilanı,
1989/II:174]. Şair yine “Sawut Alığız Qolğa” [Silah Alın Elinize] adlı
şiirinde halkı Bolşeviklerin safında silahlı mücâdeleye teşvik etmektedir
[Meçilanı, 1989/II:175].
1920’li
yılı sonlarına doğru Sovyet düzeninin oturmasıyla birlikte Kâzim Möçü de yeni
Sovyet hayatını ve kurumlarını öven şiirler yazmaya başlar. Meselâ “Lenin”,
“Caññı Carıq” [Yeni Işık], “Qızıl Asker” [Kızıl Asker] ve
“Qolxozğa” [Kolhoz İçin] adlı şiirlerinde Sovyet düzenini coşkulu bir şekilde
övmektedir. Artık, kendisi de demirci atölyesinde kolhoz için demir döverken, bütün
halkı da kolhozlarda çalışmaya teşvik etmektedir [Xoçulanı, 1939:4; Meçiyev,
1984:16; Meçilanı, 1989/II:195, 208, 240, 247]. İlk kez 1924 yılında “Qara-Xalq”
[Emekçi Halk] gazetesinde yayınlanan “Sabet Bılas” [Sovyet Egemenliği] adlı
şiiri bu tür şiirlerinin en meşhurudur [Kâzim, 1996:313].
Karaçay-Malkar
Türkleri, 1929-30 yıllarında, Sovyet idaresinin özel mülkiyeti devletleştirme
siyasetine karşı silahlı bir mücadeleye girişirler. Sovyet askerî birlikleri ile bir
avuç Karaçay-Malkar Türkü arasında cereyan eden bu mücadelenin sonu kanlı bir
şekilde sona erer. Sovyet askerleri, başta idareci ve aydınlar olmak üzere, önlerine
çıkan bütün Karaçay-Malkarlıları öldürürler. 1937 yılına gelindiğinde,
Karaçay-Malkar’da tek bir aydın ve idareci kalmamıştır [Aslanbek, 1951:18-29;
Karça, 1956:37-42].
Bolşevik
ihtilâlini gönülden destekleyen, Sovyet düzeninin yerleştirilmesinde büyük rol
oynayan Karaçay-Malkarlı komünist idarecilerin ve birçok millî aydının çeşitli
bahanelerle bir bir tutuklanarak öldürülmesi ve bunu müteakip dinî ve millî
değerlerin yok edilmesi faaliyetlerinin yoğunlaştırılması üzerine hayal
kırıklığına uğrayan Kâzim Möçü’nün Sovyet düzenine olan inancı
sarsılmıştır. “Ne Bolur Mıñña Tasxa” [Ne Olabilir Bu Muammaya Cevap] ve
“Qayrı Ketdi Eney Ulu” [Nereye Gitti Eneyoğlu] adlı şiirlerinde Sovyet düzenini
sorgulamakta, belki de sıranın kendisine geldiğini söylemektedir [Kâzim, 1996:
343-345].
Karaçay-Malkar
Türklerinin Sovyet rejimi öncesinde yetiştirmiş olduğu en önemli millî aydınlardan
biri olan İsmail Akbay [1874-1938] ilk ve orta tahsilini Yukarı Baksan’da eski
usûl medrese eğitimi alarak yapmış, burada Arapça, Farsça ve İslâmî ilimleri
öğrenmiştir. Daha sonra Gaspıralı İsmail Bey’in Kırım, Kazan, Tiflis ve
Bakû’de bulunan Usûl-i Cedit tarzında eğitim veren okullarında öğretmenlik
seminerlerine devam ederek matematik, coğrafya, Şark edebiyâtı ve Rus edebiyâtı
dersleri almıştır. Bilâhare sık sık İstanbul’a giderek Darü’l-Fünûn’da
derslere girmiş ve kendini en iyi şekilde yetiştirmeye çalışmıştır.
İstanbul’da bulunduğu zamanlarda dönemin meşhur Osmanlı şair ve yazarlarıyla
tanışarak onların fikirlerinden istifade etmiştir.
İsmail
Akbay [1874-1938]
İsmail
Akbay 1916 yılında Tiflis’te Arap harfleriyle ve Karaçay-Malkar Türkçesiyle “Ana
Tili” [Ana Dili] adlı kitabını yayınlamıştır. Bu kitapta kıraat bilgileri
yanında İsmail Akbay’ın kendi şiirleri ve İvan Krılov’dan tercüme ettiği
manzûmeler yer almaktadır. Bunun dışında İsmail Akbay muhtelif zamanlarda
Karaçay-Malkar Türkleri hakkında yazdığı makalelerini İsmail Gaspıralı Bey’in
Tercüman gazetesinde yayınlamıştır.
İsmail
Akbay tahsilini tamamladıktan sonra 1898-1917 yılları arasında Yukarı Teberdi
köyünde öğretmenlik yapmıştır. Bolşevik ihtilâlinden sonra mecburî olarak Sovyet
rejimini benimsemiş ve buna uygun bazı şiirler yazmıştır. Meselâ “Oraq bla
Çögüç” [Orak ve Çekiç] adlı şiiri bu tür şiirlerinden biridir. İsmail Akbay
1920’li yılların başında Karaçay’da matbaa kurma çalışmalarına ön ayak
olmuş, 1924 yılından itibaren Karaçay-Malkar Türkçesiyle yayınlanmaya başlayan
“Tawlu Caşaw” [Dağlı Hayatı] gazetesinde redaktör olarak çalışmaya
başlamıştır. İsmail Akbay bu dönemde yine eğitimle ilgili çalışmalarına devam
etmiş, “Ana Tili” [Ana Dili] adlı kitabını genişleterek 1924 yılında tekrar
yayınlamıştır. Bunu müteakip 1926 yılında “Orus Tilden Qaraçay Tilge Tılmaç
Kitabı” [Rusça-Karaçayca Sözlük] adlı eserini yayınlamıştır. Karaçay-Malkar
Türklerinde eğitim ve bilimin gelişmesi için canı gönülden hizmet eden İsmail
Akbay samimî bir komünist olmadığı ithamıyla bütün işlerden el çektirilerek
köyüne gönderilmiş ve 1938 yılında da Sovyet hükümeti tarafından tutuklanarak
öldürülmüştür [Aqbaylanı vd., 1965:139-144; Xubiylanı vd., 1988:49-55].
Malkar
edebiyâtçıları tarafından “Başöğretmen” adıyla anılan Said Şahmurza
[1886-1975] yüksek tahsiline önce Nalçik Öğretmen Okulunda başlamış, daha sonra
Kırım’da Simferepol [Akmescit] şehrine giderek 1924 yılında buradaki Öğretmen
Okulundan mezun olmuştur. Said Şahmurza yüksek tahsilini tamamladıktan sonra yurduna
dönmüş ve hayatının sonuna kadar da öğretmenlik yapmıştır. Bilâhare
Kabardey-Balkar Bilim ve Araştırma Enstitüsünde uzman olarak çalışmış ve Kültür
Bakanlığında Müsteşar olarak görev yapmıştır.
Said
Şahmurza [1886-1975]
Said
Şahmurza’nın 1904-1905 Rus-Japon savaşına giden Malkarlı askerlerin anlattığı
hikâyelerden ilham alarak yazmış olduğu “Soldatnı Sözü” [Askerîn Sözü] adlı
ilk şiirini 1916 yılında yayınlanmıştır. Bu şiir çok sevilerek geniş kitlelere
yayılmış ve bir halk şarkısı haline gelmiştir. Said Şahmurza, Bolşevik
ihtilâlinden sonra Sovyet rejimini öven tarzda şiirler yazmaya başlamıştır. Bunun
dışında kız çocuklarının okutulması ve kadınların toplum hayatında daha aktif
olması gerektiğini vurgulayan şiirler de yazmıştır. Said Şahmurza’nın 1920-1926
yılları arasında yazmış olduğu şiirlerinin bir çoğu Dağıstan’da Kumuk
Türkçesiyle yayınlanan “Yoldaş” gazetesi ile “Tañ Çolpan” [Sabah Yıldızı]
dergisinde de yayınlanmıştır.
Said
Şahmurza’nın çocuklar için hazırladığı “Şuyohlarıma” [Dostlarıma] adlı
ilk şiir kitabı 1936 yılında yayınlanmıştır. 1965 yılında yayımlanan “Tañ
Alasında” [Şafak Vaktinde] adlı romanı büyük ilgi görmüştür. Said Şahmurza bu
romanında meşhur Malkarlı Bolşevik Sultan Hamit Kalabek’in hayatını ve Malkar’da
Sovyet rejiminin kuruluş dönemini anlatmaktadır. Bunun dışında Said Şahmurza’nın
Karaçay-Malkar halk edebiyâtı ürünlerinin derlenip toplanmasında büyük emeği
vardır. 1970 yılında yayınlanan “Tawlunu Kalendarı” [Dağlı Takvimi] adlı ilmî
kitabında Karaçay-Malkar Türklerinin eskiden kullandıkları takvim sistemi ve eski
inanç kültürü anlatılmaktadır [Sozayev, 1982:81-87; Qaralanı-Borlaqlanı,
1990:105-114; Begiylanı-Ölmezlanı, 1993:129-134; Töppelanı, 1995:129-136].
Karaçay-Malkar
Türkleri içerisinde yetişmiş ilk profesyonel aktör, müzisyen, dansçı ve piyes
yazarı olan Gemma Geben [1888-1980] ilk ve orta tahsilini Hurzuk kasabasındaki
Rus okulunda yapmıştır. 1923 yılında Batalpaşinski [bugünkü Çerkessk] şehrinde
iki yıllık müzik okulundan mezun olduktan sonra konservatuar eğitimi alması için
Moskova’ya gönderilmiştir. Moskova’da tahsilini devam ederken ailevi sebeplerden
dolayı 1924 yılında memleketine geri dönmek zorunda kalmıştır.
Gemma
Geben [1888-1980]
Bir
süre Hurzuk kasabasında Müzik öğretmenliği yapmıştır. 1925 yılında Uçkulan
kasabasında ilk Karaçay tiyatro grubunu kurmuş ve aynı yıl kendi yazdığı
“Qaraññılıq” [Cahillik] adlı piyesini sahneye koymuştur. Gemma Geben bu tarihten
sonra piyes yazmaya ağırlık vermiş, 1928 yılında Narsana [bugünkü Kislovodski]
şehrinde “Eski Adetle, Colla” [Eski Âdetler, Kaideler] adlı piyesini
sahnelemiştir. 1930 yılında Eğitim Enstitüsünde öğretmen olarak eğitim
enstitüsünde öğretmen olarak görev yapmıştır. Gemma Geben 1931-1933 yılları
arasında Orconikidze [bugünkü Vladikavkaz] şehrinde müzik ve tiyatro eğitimi alarak
yüksek tahsilini tamamladıktan sonra memleketine dönerek Sovyet rejimine uygun piyes
türü eserler vermeye devam etmiştir [Xabiçlanı, 1975:142-151; Urusov vd.,
1997:171-172].
Bolşevik
ihtilâli öncesinde ve sonrasında V.İ. Lenin’le sürekli yakın temas halinde olan ve
“Karaçaylıların Sultan Galiyevi” şeklinde adlandırabileceğimiz, Karaçay
İhtilâl Komitesi Başkanı, bilim adamı ve yazar Ömer C. Ali [1895-1938]
siyaset ve ekonomide olduğu gibi kültür ve edebiyât sahasının da en önemli
yönlendiricilerinden biri olmuştur. 1915 yılında Dağıstan’ın Temirhan-Şura
[bugünkü Buynakski] şehrinde Öğretmen Okulu’ndan mezun olduktan sonra uzun yıllar
Dağıstan’ın çeşitli bölgelerinde, Tiflis, Kazan ve Ufa’da Türk ve Arap dilleri
ile Şark edebiyâtı üzerine öğretmenlik yapmıştır. Bolşevik ihtilâli sonrasında
Ufa Müslüman Öğretmenler Birliği Başkanı ve daha sonra da bütün Rusya Müslüman
Öğretmenler Birliği Başkanı olarak görev yapmış, aynı zamanda Ufa’da
yayınlanan “Ukıtuvçı” [Öğretmen] adlı derginin baş yazarlığını
yürütmüştür.
Ömer
C. Ali [1895-1938]
Ömer
C. Ali, Bolşevik ihtilâlinin ilk günlerinden itibaren Orta Asya’da bilhassa
Kazakistan’da ve Kuzey Kafkasya’da ihtilâl hareketlerine katılmış, 1918-1919
yılları arasında Halk Komiserliği Teşkilatında [Narkomnats<Narodnıy Komissariat
Po Delam Natsionalnostey] üst düzey görevlerde bulunmuştur. Kırım ve Kuzey Kafkasya
bölgesinin en önde gelen Bolşeviklerinden biri olan Ömer C. Ali aynı zamanda G.S.K.
Orconikidze’nin başkanlığında Menşeviklere karşı sürdürülen silahlı
mücadelenin de beyin takımı içerisinde yer almıştır. Daha sonra V.İ. Lenin’in
direktifiyle 19 Kasım 1920 tarihinde kurulan Karaçay Muhtar Vilayetinin Başkanlığına
getirilmiş, sırasıyla 1921-1923 yılları arasında Karaçay İhtilâl Komitesi
Başkanı ve 1924-1933 yılları arasında da Kuzey Kafkasya İhtilâl Komitesi Daimi
İcra Üyesi olarak görev yapmıştır.
Ömer
C. Ali ve V. Lenin
1934
yılında siyasi işlerden uzaklaştırılarak beş yıl boyunca görev yapacağı Kuzey
Kafkasya Bilimler Akademisi Başkanlığına getirilen Ömer C. Ali bu görev süresince
başta dil, tarih ve etnografya olmak üzere çeşitli konularda birçok kitap ve makale
yazmıştır. Karaçay-Malkar Türkleri içerisinde en samimi ve en üst düzey komünist
olarak tanınan Ömer C. Ali bütün SSCB’de gerçekleştirilen millî aydınların
tasfiye ve imha edilmesi hareketleri sırasında 1938 yılında Sovyet yetkilileri
tarafından tutuklanarak öldürülmüştür [Aqbaylanı vd., 1965:145-148; Xubiylanı
vd., 1988:61-65; Aliyev, 1991:313-318; Urusov vd, 1997:54-55].
Karaçay-Malkar
Türklerinin yetiştirmiş olduğu en meşhur aydınlardan biri olan gazeteci, yazar ve
eleştirmen İslâm Hubiy [1896-1938] daha on beş yaşında iken makaleler yazmaya
başlamıştır. İslâm Hubiy eserlerini daha çok Rusça yazmış ve yayınladığı
makalelerinde de genellikle “İslâm Karaçaylı” müstear adını kullanmıştır.
İslâm Hubiy, Bolşevik ihtilâlinden önce de Karaçay-Malkar Türkleri arasındaki
sosyal adaletsizlikleri ve toplumda var olan birtakım aksaklıkları eleştiren ve
bunlara çözümler getirmeye çalışan sert yazılar yazmıştır. İslâm Hubiy’in en
büyük amacı halkı cahillikten ve geri kalmışlıktan kurtarmak, toplumun kültür
seviyesini yükseltmektir. Bunun için de yazılarında sürekli eğitimin öneminden
bahseder. İslâm Hubiy bu amacının Bolşevik ihtilâli sonrasında kurulan yeni Sovyet
düzeniyle gerçekleşebileceğini umut etmiş ve böylelikle komünist ideolojiye intisap
etmiştir.
İslâm
Hubiy [1896-1938]
İslâm
Hubiy öğrencilik yıllarında en çok Belinskiy, Gertsenin, Çernışevskiy,
Dobrolübov, Neksarov, Puşkin, Lermontov ve Toltsoy gibi Rus şair ve yazarların
eserlerini okumuştur. Fakat İslâm Hubiy’in eserlerinden onun en çok Dobrolübov ile
Lermontov’dan bir hayli etkilendiği anlaşılmaktadır.
İslâm
Hubiy’in henüz on beş yaşında iken “Musulmanin” adlı derginin 5’inci ve
24’üncü sayılarında makaleleri yayınlanmıştır. İslâm Hubiy bu derginin
24’üncü sayısında yayınlanan “Soslovnıye Nedorazumeniya v Karaçaye”
[Karaçay’da Sınıf Farklılıklarından Kaynaklanan Problemler] adlı yazısında
toplumun zengin ve fakir tabakaları arasındaki ekonomik ve sosyal dengesizlikleri dile
getirmekte, bunun ileride büyük bir problem yaratacağını söylemektedir. İslâm
Hubiy yine bu derginin aynı sayısında yayınlanan “Polojeniye Jenşçinı v
Karaçaye” [Karaçay Kadınlarının Durumu] adlı makalesinde ise Karaçay
kadınlarının durumunu anlatmakta, onların çok zor şartlarda yaşadığını dile
getirmektedir. Ayrıca kız çocuklarının aileleri tarafından özellikle okutulmayarak
cahil bırakıldıklarını söylemektedir.
İslâm
Hubiy 1918 yılından itibaren aktif olarak Bolşevik hareketine katılır. Stavropol
şehrinde yayınlanan “Put Yunoşestva” [Gençliğin Yolu] adlı gazetede editör
olarak çalıştığı sırada Bolşevik ihtilâlini ve Sovyet rejimini öven yazılar
yazar. İslâm Hubiy yazılarında yeni düzeni açıklamaya ve halka benimsetmeye
çalışmaktadır. Ayrıca bu yazılarında V. Lenin’i övmeyi de ihmal etmemektedir.
İslâm
Hubiy kısa bir süre 1920-1921 yılları arasında Ömer C. Ali ve Kurman Gürcü ile
birlikte Karaçay İhtilâl Komitesinde görev yapar. Bunu müteakip “Terek” ve
“Sovyetskiy Yug” [Güney Şurası] adlı gazetelerde çalışır.
“Terek”
gazetesinin 10 Eylül 1922 tarihli 189’uncu sayısında yayınlanan “K Sovyetizatsii
Karaçaya i Çerkesii” [Karaçay-Çerkes Vilayetinin Sovyetleştirilmesi] adlı
makalesinde “Bizler, Sovyet rejimine gerektiği kadar mücadele etmeden, zahmetsiz bir
şekilde kavuştuk. Şimdi, Komünist Partinin kararlarını hayata geçirerek bu rejimi
sağlam ve kalıcı kılmak için canla başla için mücadele etmemiz gerekiyor”
demektedir. Yine aynı gazetede yayınlanan bir başka makalesinde “Bize gerçek
komünist eğitimciler gerekiyor. Şüphesiz bu eğitimcilerin bizim halkımızın ruhuna
ekeceği her bir tohumdan bol ürün alınacak, hasat bereketli olacaktır” demektedir.
İslâm
Hubiy bir süre, 1927 yılından itibaren aylık olarak Rostov şehrinde yayınlanmaya
başlayan ve Kuzey Kafkasyalı Şair ve Yazarlar Birliğinin yayın organı olan “Na
Podeme” adlı derginin yayın kurulunda Anatoli Lunaçarski, Vladimir Mayakovski, N.
Aseyev, A. Fadeyev, M. Şagiyanin, M. Svetlov ve Y. Libedinskiy gibi dönemin meşhur
komünist entellektüelleriyle birlikte çalışır.
İslâm
Hubiy bu derginin 1928 yılı 9’uncu sayısında yayınlanan “Jenitba Hasana”
[Hasanın Evlenmesi] başlıklı makalesinde Karaçay-Malkar Türklerinde çok eskiden
beri süre gelen düğün adet ve geleneklerini eleştirmektedir. Neticede her bakımdan
zararlı olan bu ağır adet ve geleneklerin Sovyet rejimi sayesinde ortadan
kaldırıldığı ve böylelikle halkın da rahatladığını vurgulamaktadır.
İslâm
Hubiy 1928-1933 yılları arasında Rostov şehrinde yayınlanan “Revolütsiya i
Gorets” [İhtilâl ve Dağlılar] adlı gazetenin editörü olarak görev yapar. Buradan
Moskova’ya giderek A. Lunaçarski’nin başkanlığında fasikül şeklinde yayınlanan
Edebiyât Ansiklopedisi’nde [Literaturnaya Entsiklopediya] editör olarak çalışmış
ve bu ansiklopedi için birçok yazı yazmıştır.
Karaçay-Çerkes
Şair ve Yazarlar Birliği [1927] ile Karaçay Şair ve Yazarlar Birliğinin [1928]
kuruculuğunu ve başkanlığını yapmış olan İslâm Hubiy’in gerek Bolşevik
ihtilâli öncesi ve gerekse Sovyet dönemi Karaçay-Malkar edebiyâtının gelişmesinde
çok büyük katkısı vardır. Çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanan yazılarından
başka 1924 yılında Rusça yayınlanan “Bıt Narodov Yugo-Vostoka” [Güneydoğu
Halklarının Hayat Tarzı] adlı bir kitabı vardır. İslâm Hubiy millî aydınların
tasfiye ve imha edilmesi hareketleri sırasında 1938 yılında Sovyet yetkilileri
tarafından tutuklanarak öldürülmüştür [Xubiylanı vd. 1988:59, 66-79].
Kaynak: http://www45.brinkster.com/karachaymalkar/sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.08.htm |