SAYFA: (1)
Sovyet
dönemi Karaçay-Malkar edebiyâtı,
tabiatıyla Bolşevik ihtilâlinin gerçekleştiği
1917 yılı ile Sovyetler Birliğinin sona erdiği 1991 yılı arasındaki 74 yıllık
uzun bir dönemde ortaya konulan bir edebiyât dönemini kapsamaktadır. Bu dönemde
Karaçay-Malkar edebiyâtı muhteva bakımından ana hatlarıyla Bolşevik ihtilâlini ve
Sovyet ideolojisini propaganda eden, Sovyet rejimi öncesi ve sonrasındaki hayatı
mukayese eden, millî değerleri kötüleyen, sosyal tabakalar arasındaki çatışmaları
anlatan, kollektif [kolhoz ve sovhoz] hayatına geçişi tasvir ve teşvik eden konuları
ihtiva etmektedir.
Bunun
dışında, II. Dünya Savaşı sırasında Almanlara karşı Sovyet vatanının müdafa
edilmesi, bu savaş sırasında askerlerin, halkın ve fabrika işçilerinin
gösterdikleri üstün gayretleri gibi temalar da bu dönemin belli başlı konuları
arasındadır. Ayrıca bu dönemde birçok Sovyet-Rus yazar ve şairinin eseri
Karaçay-Malkar Türkçesine tercüme edilmiştir.
Bolşevik
İhtilâli
Sovyet
dönemi Karaçay-Malkar edebiyâtının muhtevasıyla ilgili teferruata geçmeden önce,
bu edebiyât döneminin teşekkülünün müsebbibi olan Sovyet rejiminin Karaçay-Malkar
Türklerinde nasıl tesis edildiği hakkında kısaca bazı tarihî bilgilerin
verilmesinde fayda vardır.
I.
Dünya Savaşı devam ederken, 27 Şubat 1917 tarihinde başlayıp 26 Ekim 1917 tarihinde
iktidarın ele geçirilmesiyle sona eren Bolşevik ihtilâli, Çarlık Rusyası
hakimiyetinde yaşayan Türklere istiklâllerini kazanmak için yeni bir fırsat
vermişti. Çünkü bu ihtilâlin liderleri olan V. Lenin ile J. Stalin’in 2 Kasım 1917
tarihinde yayınladıkları "Rusya Milletlerinin Hakları Beyannâmesi”nde Çarlık
Rusyası’na tabi milletlerin kendi devletlerini serbestçe kurabilme hakları kabul ve
ilân edilmişti.
Vladimir
İ. Lenin [1870-1924] ve Josef Stalin [1879-1953]
Söz
konusu bu beyannâmenin ilânından önce, Karaçay-Malkar Türkleri ve diğer Kuzey
Kafkasyalılar, I. Dünya Savaşı sırasında Rusya’daki iç karışıklıkları
fırsat bilerek istiklâllerini elde etmek için harekete geçmişlerdi. 8 Mart 1917
tarihinde Terek-Kala [bugünkü Vladikavkaz] şehrinde bir durumu gözden geçirme
toplantısı yapılmış ve bunu müteakip 3 Mayıs 1917 tarihinde I. Kuzey Kafkasya
Kurultayını toplanmıştı. Bu kurultay neticesinde "Birleşik Şimalî Kafkasya ve
Dağıstan Dağlıları Birliği Merkez Komitesi” adıyla bir icra organı kurulmuş ve
daha sonra bu icra organı 18 Eylül 1917 tarihinde Dağıstan’ın Andi kasabasında II.
Kuzey Kafkasya Kurultayını gerçekleştirmişti. Karaçay-Malkarlı delegelerin de
katıldığı bu kurultayın sonunda "Şimalî Kafkasya Millî Müessesan Meclisi”
kurulmuş ve yakın bir gelecekte ilân edilecek olan "Birleşik Kuzey Kafkasya
Cumhuriyeti” anayasasının temel ilkeleri belirlenmişti.
"Rusya
Milletlerinin Hakları Beyannâmesi”nin yayınlanması üzerine Kuzey
Kafkasya Merkez Komitesi de 20 Kasım 1917 tarihinde Rusya’dan ayrıldığını ve
bağımsız bir devlet olduğunu ilân etmiştir. Osmanlı hükümeti ile yapılan
görüşmelerden sonra "Birleşik Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti”nin bağımsız bir
devlet olduğu kabul edilmiş, 11 Mayıs 1918 tarihinde de bir nota ile bütün Batılı
devletlere duyurulmuştur. Karaçay-Malkar Türkleri de bu devlet içerisinde yer
almışlardır.
Birleşik
Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti Bayrağı
Bolşevikler
Rusya’da idareye hâkim olduktan sonra verdikleri sözde durmadılar ve diğer Türk
devletlerinde olduğu gibi Kuzey Kafkasya’daki millî hakimiyete de son verdiler.
Şöyle ki, Bolşevikler
Rusya’da cereyan eden iç savaştan galip çıktıktan sonra 3 Mart 1918 tarihinde
yapılan Brest-Litovsk anlaşmasıyla da Batı’daki durumlarını da
sağlamlaştırdılar. Bolşevikler bundan sonra Sergey Kirov ve Sergo Orconikidze
idaresindeki silahlı kuvvetlerini Kuzey Kafkasya’ya doğru yönelttiler.
Sergey
M. Kirov [1886-1934] ve G. Sergo K. Orconikidze [1886-1937]
Bolşevik
kuvvetleri ile Kuzey Kafkasyalılar arasında
şiddetli çarpışmalar cereyan etti ve 11 kasım 1919 tarihinde iki taraf arasında
mütareke yapıldı. Fakat tam bu sırada General Denikin komutasındaki Menşevik
kuvvetleri ortaya çıktı. General Denikin, Batılıların da desteğini alarak Terek
nehrinden Karadeniz’e kadar olan bölgeleri işgâl etti. Bunun üzerine Bolşevikler
tekrar toparlanarak saldırıya geçtiler. Uzun süren çarpışmalardan sonra
Bolşevikler Mart 1920’de Menşeviklerin mukavemetini kırdılar, 1921 yılı Haziran
ayında da Birleşik Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’ne son verdiler.
General
Anton İvanoviç Denikin [1872-1947]
Buna
rağmen, Karaçaylı General Mirzakul Kırımşavhal komutasındaki Karaçay-Malkar
askerî birlikleri Bolşeviklere karşı direnişe devam etme kararı aldılar. Beş ay
boyunca Karaçay-Malkar Türklerinin direnişini kıramayan Bolşevikler bu direnişin
bütün Kuzey Kafkasya’ya yayılabileceği endişesiyle Karaçay-Malkar Türklerine daha
geniş bir özerklik vaadinde bulundular. Bolşeviklerin bu sözüne kanan Karaçay-Malkar
Türkleri de onlara anlaşma yapacaklarını bildirdiler. Fakat Şubat 1922’de
Bolşevikler en seçkin askerî birlikleriyle Karaçay-Malkarlıların üzerine
saldırdılar. Bu ani baskını beklemeyen Karaçay-Malkarlılar Bolşeviklerin
saldırılarına karşı ancak üç ay dayanabildiler. Direniş kırıldıktan sonra
Bolşevikler başta aydınlar ve subaylar olmak üzere isyâncıların hepsini kurşuna
dizerek öldürdüler.
Karaçaylı
General Mirzakul Kırımşavhal
Bolşevikler
Kuzey Kafkasya’daki millî direnişi kanlı bir şekilde bastırdıktan sonra,
Karaçay-Malkar Türkleri ilk önce Sovyet hükümeti tarafından 1922 yılında kurulan
Dağlı Halklar Sosyalist Cumhuriyeti içerisinde yer aldılar. Daha sonra Sovyet
hükümeti bu cumhuriyeti feshederek 12 Ocak 1922 tarihinde Karaçay-Çerkes Muhtar
Bölgesini, 16 Ocak 1922 tarihinde Kabardey-Balkar Muhtar Cumhuriyetini kurmuştur.
Sovyet
Rejiminin Propagandası
Bolşevik
ihtilâlinden Sovyetler Birliği’nin sona ermesine kadar süren uzun bir zaman
içerisinde gerek Rusça, gerekse Karaçay-Malkar Türkçesiyle yayınlanan kültür ve
edebiyâtla ilgili bütün kitap ve makalelerde Bolşevik ihtilâli ve Sovyet rejimi
öncesinde Karaçay-Malkar Türklerinin okuma yazması ve matbuatı olmayan gayrı medenî
bir toplum olduğu, öte yandan Sovyet rejiminin gelmesi sayesinde cahillikten kurtularak
medenî bir hayata kavuştuğu şeklinde bir propaganda söz konusudur.
Bu
kitap ve makalelerde propaganda edilen Sovyet rejimi öncesinde Karaçay-Malkar
Türklerinde matbuat teçhizatının olmadığı hususu doğru olmakla birlikte bu durum
onların okuma ve yazması olmayan, gayrı medenî bir toplum olduğu anlamına gelmez.
Milletlerin ve devletlerin teknik donanımla ilgili gelişimi tarihî süreçle
ilişkilidir. Karaçay-Malkar Türkleri baskıcı Çarlık Rusyası yönetimi ile korkunç
ve câni Sovyet rejimi yerine bağımsız ve hür bir idareye sahip olsalardı şüphesiz
matbuat için gerekli teçhizatı yine temin edebilirler, sözde Sovyet rejimi sayesinde
kavuştukları "medenî hayat”tan bin kat daha ileri bir medeniyet seviyesine
ulaşabilirlerdi. Daha açık bir ifadeyle, Çarlık Rusyası yönetimi döneminden
itibaren başlayarak Sovyet rejimi döneminde daha da yoğun bir şekilde sürdürülen
Ruslaştırma siyaseti olmasaydı, Karaçay-Malkar Türkleri gerek sosyal, gerekse teknik
bakımdan bugünkünden çok daha ileri bir medenî hayata sahip olabilirlerdi.
Sovyet
propagandasında söz konusu edilen okuma yazma hususuna gelince; Bolşevik ihtilâli
öncesinde Karaçay-Malkar Türklerinin yaşadığı her kasaba ve köyde en az bir
medrese mevcut olup insanlar söz konusu bu medreselerde gayet iyi tahsil görüyorlardı.
Bunun dışında Dağıstan, Kırım, Kazan, Buhara, İstanbul ve Kahire medreseleri ile
Çarlık Rusyası döneminde açılan muhtelif Rus okullarında yüksek tahsil görmüş
olan Karaçay-Malkar aydınlarının sayısı oldukça fazladır. Meselâ Aysandır
Abdullah Duda, Küçük Bayramuk, Yakup Akbay, İsmail Sultan Koçkar, Muhammet Hubiy,
Cafer Haçir, Yusuf Haçir, Geriy Sılpagar, Abdurrahman Botaş, Muhammet Halil, Ali İsa
Aci, Ramazan Kurgak, Şavhal Orusbiy, İsmail M. Orusbiy, Hamza Orusbiy, Süleyman
Çabdar, Lokman Asan, Salih Barasbiy, Davut Şava, Lokman Gama, Şamil Başlo, Kâzım
Möçü, İsmail Semen, İmmolat Hubiy, İlyas Bayramuk, Tohtar Bici, Nanı Tok, İslâm
Kırımşavhal, Mirzakul Kırımşavhal, İslâm Duda, Sefer Ali Orusbiy, Nevruz Orusbiy,
İsmail A. Orusbiy, Sultanbek Abay, Misost Abay, İsmail Abay, Hanife Abay, Firuze
Şakman, Basiyat Şahan, Abay Şahan, İsmail Akbay, Ömer Ali, İslâm Hubiy, Hızır
Halil, Said Halil, Said Şahmurza, Gemma Geben, Said Otar, Muhammet Eney ve daha adı
sayılabilecek birçok millî aydın Bolşevik ihtilâli ve Sovyet rejiminden önce
yüksek tahsil görerek yetişmişlerdir [Sozayev, 1986:8-12; Qaralanı, 1990:137;
Bittirova, 1999:15, 20; Tebuyev-Hatuyev, 2002:124-128].
|
Cafer Haçir | İsmail Sultan Koçkar | Abdurrahman Botaş | İsmail Orusbiy |
|
Basiyat Şahan | İslam Kırımşavhal | İsmail Abay | Misost Abay |
|
Sultanbek Abay | İlyas Bayramuk | İmmolat Hubiy | Nevruz Orusbiy |
Bu
millî aydınlar gerek dinî, gerekse sosyal muhtevada pek çok edebî ve ilmî eser
ortaya koymuş ve bu eserlerini imkânları ölçüsünde Tiflis, Kırım, Dağıstan,
Kazan, Ufa, Moskova ve Paris gibi kendi dönemlerinin kültür merkezlerinde
yayınlamışlardır.
Sovyet
rejimini propaganda eden söz konusu bu kitap ve makalelerde Karaçay-Malkar Türklerinin
yazılı edebiyâtının ancak Sovyet rejimiyle birlikte teşekkül ettiği şeklinde
geçen ifadeler de tarihi gerçeklere ters düşmektedir. Bolşevik ihtilâlinden çok
daha önce Karaçay-Malkar Türklerinde kaynağını Şark edebiyâtından alarak beslenen
zengin bir dinî edebiyât teşekkül etmiş durumdaydı. Meselâ Küçük Bayramuk, Yakup
Akbay, Süleyman Çabdar, Lokman Asan, Kâzım Möçü, Yusuf Haçir, Geriy Sılpağar,
İsmail Akbay ve daha birçok millî aydın 1900’lü yılların başında ve daha
önceki dönemlerde kendi ana dilleriyle eserler ortaya koymuşlardır. Bu yüzden
propaganda amaçlı bu ifadelerin değiştirilerek "Sovyet rejiminin kuruluş
yıllarında teşekkül eden edebiyâtın Sovyet dönemi Karaçay-Malkar edebiyâtının
başlangıcı olduğu” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
Kaynak: http://www45.brinkster.com/karachaymalkar/sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.08.htm |