SITE MENÜ
Kategoriler
Karaçay-Malkar [21] Kültür [6] Genel [2]
Istatistik

Toplam çevrimiçi : 1
Ziyaretci: 1
Kullanici: 0
Anasayfa » Makaleler » Karaçay-Malkar

(5)SOVYET DÖNEMİNDE KARAÇAY-MALKAR EDEBİYÂTI

                   SAYFA: (5)

Sovyet hükümetinin 1920’li yıllardan itibaren eski hayat tarzına, eski âdetlere ve bilhassa dine karşı şiddetle karşı çıkma siyaseti edebiyâtı yönlendiren en önemli özelliklerden biridir. Sovyet hükümeti bununla halkı kendi geçmişinden, tarihinden ve zengin geleneklerinden kopararak hayatın asıl mânâsının Sosyalist rejimle başladığını telkin eden Marksist-Leninist ideolojiyi kabul ettirmeyi gaye edinmiştir. Bu ideolojinin gereğini yerine getirmek üzere manzum eserler veren, Bolşevik ihtilâli ve Sovyet rejiminin zaferini coşkulu bir şekilde terennüm eden Karaçay-Malkarlı şairlerin başında İsa Karaköt ve Hazret Örten gelmektedir.

 

Eserlerinde Bolşevik ihtilâli, Sosyalizm, Sovyet hayatı, Komünist Parti, Lenin, vs. gibi konuları bolca işleyen İsa Karaköt [1900-1942] Sovyet dönemi Karaçay-Malkar edebiyâtının bayraktar şairlerinden biridir. Bolşevik ihtilâlini ve Sovyet rejimini öven coşkulu şiirleriyle tanınmıştır.

 

sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.065.jpg (13984 bytes)

 

İsa Karaköt [1900-1942]

 

İsa Karaköt, Sovyet düzeninin kurulmasından sonra Komünist Partisine üye olmuş ve eğitim görmek üzere Moskava’ya gönderilmiştir. 1921-1924 yılları arasında Moskova’da “Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi”nde [Kommunistiçeskiy Universitet Trudyaşçihsya Vostoka] okumuş ve buradan iyi bir komünist olarak mezun olmuştur. II. Dünya Savaşı sırasında kendi isteğiyle Kızıl  Ordu’ya yazılmış, 1942 yılında cephede savaşırken hayatını kaybetmiştir.

 

sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.066.jpg (11501 bytes) sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.067.jpg (22616 bytes)

 

Caññı Şiirle [Yeni Şiirler] ve Revolüsion Cırla [İhtilâl Şarkıları]

 

İsa Karaköt öğrencilik yılları sırasında başta Vladimir Mayakovski, Maksim Gorki ve S. Yesenin olmak üzere birçok Sovyet-Rus şair ve yazarlarının eserleriyle haşır neşir olmuş, 1922 yılından itibaren şiirler yazmaya başlamıştır. İsa Karaköt’ün 1924 yılında Moskova’da Arap harfleriyle ve Karaçay-Malkar Türkçesiyle yayınladığı “Caññı Şiirle” [Yeni Şiirler] adlı kitabı Sovyet dönemi Karaçay-Malkar edebiyâtının ilk şiir kitabı sayılmaktadır. İsa Karaköt’ün ikinci kitabı olan “Revolüsion Cırla” [İhtilâl Şarkıları, Kislovodsk] adlı eseri 1931 yılında yayınlanmıştır. İsa Karaköt genel olarak coşkulu bir şekilde Bolşevik ihtilâlini, Sovyet rejimini ve Sovyet liderlerini öven şiirler yazmıştır. Bu tema dışında kayda değer birkaç şiiri vardır. Meselâ ilk olarak 12 Ağustos 1928 tarihinde “Tawlu Caşaw” [Dağlı Hayatı] gazetesinde yayınlanan “Kavkaz” [Kafkasya] adlı şiiri çok meşhur olup modern Karaçay-Malkar şiirinin klasiklerinden biri sayılmaktadır [Aqbaylanı vd., 1965:149-162; Qarakötlanı, 1980:7-13; Xubiylanı vd., 1988:80-121].

 

Sovyet rejiminin en ateşli savunucularından biri olan Hazret Örten [1907-1955] Simferepol [Akmescit] şehrinde Öğretmen Okulundan mezun olduktan sonra Karaçay’a dönmüş, 1928 yılından itibaren “Tawlu Caşaw” [Dağlı Hayatı] ve “Qızıl Qaraçay” [Kızıl Karaçay] gazetelerinde çalışmıştır. Hazret Örten son derece koyu bir komünist olarak tanınmasına rağmen Sovyet yetkilileri tarafından 1937 yılında tutuklanarak hapse atılmıştır. Uzun yıllar sürgünde hapis hayatı yaşadıktan sonra 1955 yılında serbest bırakılmıştır. Ancak hapiste iken sağlığı bozulan Hazret Örten yurduna dönerken tren vagonunda hayatını kaybetmiştir.

 

Hazret Örten öğrencilik yıllarında iken edebiyâta merak sarmış, Şark edebiyâtının bütün eserlerini okumuş ve hatta şiir yazmaya klasik şairleri taklit ederek başlamıştır. Meselâ “Caññı Cırla” [Yeni Şiirler, Rostov-Don, 1927] adlı kitabında yer alan şiirlerinde, muhteva yönünden olmasa da, şekil bakımından klasik şairlerin etkisi görülmektedir. Hazret Örten bu kitabında yer alan şiirlerinde bolca Arapça ve Farsça kelimeler ile tamlamalar kullanmaktadır. Kendisi bu konuda uyarılmış olmalıdır ki, “Erkinlikni Ciltinleri” [Hürriyet Kıvılcımları, 1929] adlı ikinci kitabında bu kelime ve tamlamalara rastlanmamaktadır.

 

sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.068.jpg (20262 bytes)

 sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.069.jpg (12732 bytes)

 

Hazret Örten [1907-1955]

 

“Endi Biz da Küleyik” [Artık Biz de Gülelim] adlı ilk şiiri 1926 yılında “Tawlu Caşaw” [Dağlı Hayatı] gazetesinde yayınlanan Hazret Örten bilhassa Sovyet rejiminin ilk yıllarında yazdığı coşkulu şiirleriyle ön plana çıkmış, döneminin en meşhur şairi olmuştur. Hazret Örten meşhur Sovyet-Rus şairi Vladimir Mayakovski’den çok etkilenmiştir. Hazret Örten’in yazdığı şiirler hem muhteva, hem de şekil bakımından V. Mayakovski’nin şiirlerine çok benzemektedir. Bu yönüyle Hazret Örten Karaçay-Malkar şiirinin Mayakovskisi sayılmaktadır.

 

Hazret Örten şiirlerinin birçoğunda Sovyet rejimini, Komünist Partiyi ve Lenin’i överken, dinî ve millî değerleri sert bir şekilde eleştirmektedir. Rusça’dan tercüme ederek 1931 yılında yayınladığı “Diññe Qarşçı” [Dine Karşı] adlı kitabında medenî hayatın gelişmesinde dinin bir engel olduğuna dair bir sürü fikirler ileri sürmektedir. Bunun dışında Hazret Örten’in bir de halk edebiyâtı sahasında yapmış olduğu çalışmaları vardır. Türk Dünyasının hemen her tarafına yayılmış olan Nasrettin Hoca fıkralarının Karaçay-Malkar Türklerindeki varyantlarını derleyerek “Nasra Xocanı Xaparları” [Nasrettin Hoca Hikâyeleri] adıyla 1931 ve 1936 yıllarında iki ayrı kitap halinde yayınlamıştır.

 

Sürekli komünizm ideolojisini öven, milî ve manevî değerleri eleştiren tarzda eserler veren Hazret Örten bu yönüyle eleştirilebilir. Fakat o dönemin şartları gereği sürekli ve ölçüyü biraz da fazla kaçırarak komünizm temasını işlemiş olması Hazret Örten’in ileriki yıllarda daha başka konularda da şiirler yazmayacağı anlamına gelmemektedir. Günümüzde bile Karaçay-Malkar şiirinin en kâbiliyetli şairlerinden biri olarak kabul edilen Hazret Örten’in, on yıl kadar süren kısacık edebî hayatını devam ettirebilseydi, çok daha güzel eserler ortaya koyacağı muhakkaktır. Bu ihtimali kuvvetlendirecek mahiyette, Hazret Örten’in o dönemde genç bir şaire vermiş olduğu öğütler oldukça dikkat çekmektedir. Hazret Örten, ilerleyen yıllarda Karaçay-Malkar edebiyâtının en meşhur roman yazarlarından biri olacak olan Osman Hubiy adlı genç bir şairin “Komsomol Cırla” [Komsomol Şarkıları] adlı şiir kitabını basım öncesinde tashih ederken genç şairi yanına çağırarak kitabın muhtevasını eleştirir. Hazret Örten genç şaire şöyle der: “Senin bu tür şiirlerini kitap halinde yayınlamak gerekir şüphesiz. Fakat sen henüz daha genç bir şairsin. Kafanı sadece komünizm, komsomol ve Kızıl Ordu gibi şeylerle meşgul etme. Aşk ve sevgi gibi güzel duygularla ilgili şiirler yazmaya çalış, kendini bu sahaya yönlendir.” Buradan da anlaşılacağı üzere ömrü yetseydi Hazret Örten’in kendisi de şüphesiz bu sahaya yönelecekti [Baltin, 1961:47; Aqbaylanı vd., 1965:187-214; Karayeva, 1966:104-105; Oruslanı, 1975:48; Qagıylanı, 1975:118-119; Xubiylanı vd. 1976:91-11; Ortabayeva, 1971:7; Xubiylanı vd., 1988:168-244].

 

Rus şair ve yazarlarının eserlerini Karaçay-Malkar Türkçesine tercüme etmedeki ustalığıyla tanınan Esat Bici [1900-1958] Moskova’da Lomonosov Üniversitesinde Tıp Fakültesini okumuştur. 1928 yılında tahsilini tamamlayıp Doktor olduktan sonra Karaçay’a dönerek uzun yıllar Devlet Hastanesinin Baş Hekimi olarak çalışmıştır. Sovyet hükümetinin 1937 yılında gerçekleştirdiği katliamdan sağ kurtulabilen birkaç millî aydından biridir. Bununla birlikte 1937 yılında tutuklanarak meşhur Gulak takım adalarına sürgün edilmiş ve 1956 yılına kadar burada sürgün hayatı yaşamıştır. 1957 yılında serbest bırakıldıktan sonra Karaçay’a dönmüş ise de bir yıl sonra Moskova’da tedavi olurken kalp rahatsızlığı sebebiyle hayatını kaybetmiştir.

 

sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.070.jpg (10348 bytes)

 

Esat Bici [1900-1958]

 

Esat Bici’nin Rusça kaleme aldığı “Plaçet Les” [Orman Ağlıyor] adlı ilk şiiri 1921 yılında yayınlanmıştır. Esat Bici, Karaçay-Malkar Türkçesiyle tabiat ve yurt sevgisi üzerine oldukça güzel şiirler yazmıştır. Bunun yanı sıra Sovyet rejimiyle ilgili yazmış olduğu şiirler de az değildir. Meselâ “Qarnaşla” [Kardeşler] adlı şiirinde işçiler ile köylülerin kardeş olduklarını ve komünizm ideali için birlikte mücadele etmeleri gerektiğini söylemektedir. Esat Bici’nin Karaçay-Malkar edebiyâtındaki asıl şöhreti, Rusça ile Karaçay-Malkar Türkçesini iyi bilmesi ve elbette edebî kâbiliyete sahip olması sayesinde birçok Rus şair ve yazarın eserini Karaçay-Malkar Türkçesine güzel bir şekilde tercüme etmesiyle teşekkül etmiştir. Başta İvan Krılov, Aleksandr Puşkin, Mihail Lermontov ve Maksim Gorki olmak üzere daha birçok Rus şair ve yazarın eserini Karaçay-Malkar Türkçesine tercüme ederek yayınlamıştır [Aqbaylanı vd., 65:171-186; Bicilanı, 80:117-126; Xubiylanı vd., 88:137-167].

 

Bolşevik ihtilâli öncesinde Karaçay’da kadı olarak görev yapan Cafer Haçir Efendi’nin kızı Abidat Botaş [1902-1982] Karaçay-Malkar edebiyâtının ilk kadın şairi ve piyes yazarı olarak bilinmektedir. Abidat Botaş’ın babası Cafer Haçir eski usulde medrese eğitimi almış biri olmasına rağmen kızını Rusça eğitim veren okullarda okutmuştur. Abidat Botaş yüksek tahsilini tamamlayıp Karaçay’a döndükten sonra Kart-Curt köyünde öğretmenlik yapmaya başlamıştır. Okullarda kız çocuklarının da okutulması gerektiği fikrinde ısrar edince Karaçay’ın ileri gelen din adamlarının baskısıyla öğretmenlikten azledilmiştir. Bunun üzerine Abidat Botaş da kendi evinde halı dokuma kursu adı altında gizlice kız çocuklarına okuma yazma öğretmeye başlamıştır. Sovyet rejiminin oturmasından sonra 1924 yılında tekrar öğretmenlik görevine dönmüş ve hayatının sonuna kadar da bu işine devam etmiştir.

 

sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.071.jpg (13976 bytes)

 

Abidat Botaş [1902-1982]

 

Abidat Botaş’ın 1923 yılında yazıp sahneye koyduğu “Bay Caş bla Carlı Qız” [Zengin Delikanlı ile Fakir Kız] adlı piyes aynı zamanda Karaçay-Malkar Türkçesiyle yazılmış ilk piyes olarak kabul edilmektedir. Abidat Botaş’ın “Egeçle Qaraññılıknı Qoyayıq” [Bacılar Cahilliği Bırakalım] adlı ilk şiiri 1924 yılında “Tawlu Caşaw” gazetesinin ilk sayısında yayınlanmıştır. Abidat Botaş edebî hayatına piyes yazarak başlamışsa ise de 1930’lu yıllardan itibaren çocuklara yönelik şiirler ve hikâyeler yazmaya ağırlık vermiştir [Aqbaylanı vd., 1965:163-169; Xubiylanı vd., 1988:245-255].

 

Sovyet dönemi Karaçay-Malkar edebiyâtının ilk temsilcilerinden biri olan Davut Baykul [1902-1942] ilk ve orta tahsilini Rus okulunda yapmıştır. 1925 yılında Öğretmenlik kurslarını tamamladıktan sonra köyüne dönerek burada öğretmenlik yapmaya başlamıştır. 1926 yılında Komünist Partiye giren Davut Baykul burada ideoloji eğitimi aldıktan sonra 1929 yılında Rostov Üniversitesine Gazetecilik Bölümüne gönderilmiştir. Davut Baykul yüksek tahsilini tamamladıktan sonra memleketine dönerek “Qızıl Qaraçay” [Kızıl Karaçay] gazetesinde redaktör olarak çalışmaya başlamıştır. 1937-1941 yılları arasında Karaçay Şair ve Yazarlar Birliği Genel Sekreterliği yapan Davut Baykul, II. Dünya Savaşının başlaması üzerine 1942 yılında gazete muhabirliği yapmak üzere cepheye gönderilmiş ve bu görevi sırasında hayatını kaybetmiştir.

 

sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.072.jpg (19362 bytes)

 

Davut Baykul [1902-1942]

 

Bolşevik ihtilâli ve Sovyet rejimini öven tarzda eserler veren Davut Baykul’un “Bekmurzanı Caşawu” [Bekmurza’nın Hayatı] adlı ilk hikâyesi ile “Caññı Caşawğa Cırla” [Yeni Hayata Şarkılar] adlı ilk şiir kitabı 1931 yılında yayınlanmıştır. Davut Baykul’un birçok şiirinde eski ve yeni hayatın mukayesesi ön plandadır. “Tawlu Qıznı Cırı” [Dağlı Kızın Şarkısı] adlı şiirinde Sovyet rejimi öncesindeki Karaçay-Malkar kızlarını sönük yıldızlara ve bulutların arkasında kalıp ışık vermeyen bir aya benzetmektedir. Sovyet rejimi geldikten sonra ise durum değişmiş, bütün kara bulutlar ve sisler dağılarak yıldızlar ile ayın parlaklığı meydana çıkmıştır [Aqbaylanı vd., 1965:221-234; Qaralanı-Borlaqlanı, 1990:14-34; Urusov vd., 1997:82-83].

 

Sovyet dönemi Karaçay-Malkar edebiyâtında nesir ve bilhassa piyes türünde eserler veren Abdülkerim Batça [1902-1935] Sovyet rejimine uygun “Qızıl Asker” [Kızıl Ordu], “Caññı Zavodxa” [Yeni Fabrika] ve “Başladım” gibi birkaç şiir de yazmıştır. Abdülkerim Batça’nın asıl şöhreti “Axmat-Batır” [Ahmet-Batır] adlı beş perdelik piyesiyle teşekkül etmiştir. Abdülkerim Batça’nın bu eserinde Sovyet rejiminin ilk yıllarında cereyan eden Bolşevikler ile Menşevikler arasındaki çatışmalar anlatılmaktadır. Eser “Kızıl Asker”in zaferiyle sona ermektedir.

 

sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.073.jpg (14876 bytes)

 

Abdülkerim Batça [1902-1935]

 

1934 yılında Moskova’da düzenlenen I. Sovyet Şair ve Yazarlar Kurultayına Karaçay’dan temsilci olarak katılan Abdülkerim Batça 1935 yılında “meçhul” bir şekilde hayatını kaybetmiştir [Aqbaylanı vd., 1965:215-220; Qaralanı-Borlaqlanı, 1990:53-58].

 

Karaçay-Malkar Türkçesiyle yayınlanmış ilk roman olan “Qara Kübür” [Kara Sandık] adlı eserin yazarı Hasan Appa [1904-1938] aynı zamanda Karaçay-Malkar Türkleri içerisinde komünist ideolojiyi benimseyen millî aydınların en önde gelenlerinden biridir. Hasan Appa, 1930-36 yılları arasında Karaçay-Çerkes Muhtar Vilayeti Komünist Partisinin üst düzey kademelerinde çalışmış, bilâhare Vilayet Başsavcısı olarak görev yapmış, 1937 yılında Komünist Parti Genel Sekreteri olmuştur. Hasan Appa bu tarihten sonra, Sovyet hükümetinin Karaçay-Malkar Türklerine yaptığı zulmü bizzat yaşayıp görünce hayal kırıklığına uğramış ve komünist hareketi içerisinde olmaktan duyduğu pişmanlığı halkına karşı açıkça itiraf etmiştir.

 

Hasan Appa, Sovyet rejimini oturtmak bahanesiyle Karaçay-Çerkes Muhtar Vilayeti idaresinde görev yapan Karaçaylıların tasfiye edilerek onların yerine Rusların getirilmesine karşı çıkınca 1937 yılında tutuklanarak hapse atılmıştır. Uzun bir süre boyunca hapishanede korkunç işkencelere maruz kalmış, vücudunun bütün kemikleri kırılmış bir vaziyette ölümünden bir ay önce kaldırıldığı hastanede 1938 yılında hayatını kaybetmiştir.

 

sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.074.jpg (14140 bytes)

 

Hasan Appa [1904-1938]

 

Hasan Appa öğrencilik yıllarında iken edebiyâta merak sarmış; Aleksandr Serafimoviç, Mihail Şolohov, Maksim Gorki ve Anton Çehov’un bütün eserlerini okumuş ve bilhassa M. Şolohov ile M. Gorki’den çok etkilenmiştir. Bolşevik ihtilâli ve Sovyet rejimiyle ilgili bir sürü kitap yazan Hasan Appa’nın Karaçay-Malkar edebiyâtındaki asıl önemi ve şöhreti meşhur “Qara Kübür” [Kara Sandık] adlı üç ciltlik romanıyla teşekkül etmiştir. Bu romanın en büyük özelliği Karaçay-Malkar Türkçesiyle yazılmış ilk roman olmasıdır. Romanın ilk iki cildi ayrı ayrı 1935 ve 1936 yıllarında yayınlanmış, daha sonra bu ilk iki cilt tek bir cilt halinde 1937 yılında tekrar yayınlanmıştır. Romanın en önemli ve son bölümü olan üçüncü cildi ise Hasan Appa’nın tutuklanarak öldürülmesi nedeniyle yayınlanamamıştır.

 

sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.076.a.jpg (33835 bytes) sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.076.b.jpg (26047 bytes)

 

Qara Kübür [Kara Sandık] Adlı Romanın 1958 Baskısı

 

Hasan Appa bu romanında, Karaçay Türklerinin 1890’lı yılların sonları ile 1905 Rus ihtilâline rastlayan bir dönemini anlatmaktadır. Romanda, Karaçay’da görev yapan Çarlık Rusyası idarecileri ile Karaçay beyleri proleter bakış açısıyla sert bir şekilde eleştirilirken, türlü baskılar altında ezilen fakir halk tabakalarının kurtulacağı günler, yani Bolşevik ihtilâli ve sonrasındaki kurulacak olan yeni Sovyet hayatı müjdelenmektedir. Roman açık ve akıcı bir dille yazılmıştır. Rusça kelimelerin kullanılmamasına özen gösterilmiştir. Tarihî olaylara, halk edebiyâtı ürünlerine ve etnografik unsurlara romanda bolca yer verilmekte, eski âdet ve geleneklerden örnekler verilerek Karaçay Türklerinin eski kültürü ve hayatı tasvir edilmektedir.

 

sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.076.c.jpg (20409 bytes) sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.076.d.jpg (25547 bytes)

 

Qara Kübür [Kara Sandık] Adlı Romanın 1986 Baskısı

 

Hasan Appa ilerleyen yıllarda Sovyet rejiminin gerçek yüzünü ve çarpıklıklarını görüp hayal kırıklığına uğrayınca bu durumu anlatmak üzere romanının üçüncü cildini kaleme almıştır. Fakat romanın el yazması halindeki üçüncü cildi, Hasan Appa’nın tutuklandığı 1937 yılında Sovyet yetkilileri tarafından yakılarak imha edilmiştir. El yazması halindeki üçüncü cildin imha edilmesi sebebiyle bu roman tabiatıyla eksik kalmıştır. Bunun üzerine Sovyet yetkililerinin emriyle “Qara Kübür” [Kara Sandık] adlı romanın devamı niteliğinde Tahir Koban adlı başka bir Karaçaylı yazara “Tawlada Tawuş” [Dağlarda Ses] adında ısmarlama bir roman yazdırılmıştır. “Qara Kübür” [Kara Kübür] adlı romanla ilgili başka önemli bir husus ise 1958 yılı baskısı da dahil bu romanda yer alan Çarlık Rusyasını kötüleyen ifadelerin 1986 yılı baskısından çıkarılmış olmasıdır [Aslanbek, 1951:20, 26; Appalanı, 1958:182-184; Karayeva, 1966:124-125; Karça, 1969:36-40; Süyünçlanı, 1974:282-315; Urusov vd., 1997:62-63; Qaralanı-Borlaqlanı, 1990:73].

 

sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.076.e.jpg (20168 bytes) sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.076.f.jpg (23587 bytes)

 

                       Tawlada Tawuş [Dağlarda Ses]

Kaynak: http://www45.brinkster.com/karachaymalkar/sovyetdonemindekarachaymalkaredebiyati.08.htm
Kategori: Karaçay-Malkar | Tarafından eklendi....: bagalikaracayli (2009-Agustos-17) | Yazar: Adilhan ADİLOĞLU W
Görüntüle: 1215 | İzleme orani: 0.0/0
Toplam Yorumlar: 0
Sadece kayitli kullanicilar yorum ekliyebilir
[ Kayit Ol | Giriş ]
Giriş formu
Arama
Gazeteler

Dost siteler
KA MA TUR
Site kodu
karacayel

Copyright MyCorp © 2024Create a free website with uCoz